11 Aralık 2013 Çarşamba
3 Aralık 2013 Salı
3 Aralık Dünya Engelliler Farkındalık Gününüz Kutlu Olsun..
Onları değil Engellerini Görmezden Gelin..!
1992 yılında Birleşmiş Milletler aldığı bir kararla, 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan etti. Bu kararın ardından BM İnsan Hakları Komisyonu 5 Mart 1993 tarihli ve 1993/29 sayılı bildirisi ile üye ülkelerce 3 Aralık gününün “engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacıyla tanınmasını istedi.
Ve o günden beri, 3 Aralık “engelliler günü” olarak bilinmektedir.
Siz hiç tekerlikli sandalyede oturup koşmayı denediniz mi?
Siz hiç gözlerinizi bağlayıp annenizi görmeyi denediniz mi?
Siz hiç kollarınızı bağlayıp birinin size yemek yedirmesini, su içirmesini beklediniz mi?
Siz hiç konuşmayıp şarkılar söylemek istediniz mi?
Siz hiç duymayıp kordon da martıların sesini dinlemek istediniz mi?
Siz zihinsel engelli yerine gerizekalı yada deli demeyi mi tercih ediyorsunuz?
Siz hiç engelli bir yakınınıza, arkadaşınıza baktınız, ilgilendiniz, ona yardımcı oldunuz mu?
Siz hiç küçük bir çocuğu tekerlikli sandalyesinden kucaklayarak alıp belediye otobüsüne bindiniz mi?
3 Aralık Engelliler Günü’nün Tarihçesi
1992 yılında Birleşmiş Milletler aldığı bir kararla, 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan etti. Bu kararın ardından BM İnsan Hakları Komisyonu 5 Mart 1993 tarihli ve 1993/29 sayılı bildirisi ile üye ülkelerce 3 Aralık gününün “engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacıyla tanınmasını istedi. Ve o günden beri, 3 Aralık “engelliler günü” olarak bilinmektedir.
Türkiye’de Engellilerin DurumuTürkiye’de nüfusun yüzde 12.29′u yani 8.5 milyon kişi engelli. Erkeklerde bu oran 11.10, kadınlarda yüzde 13.45.
Siz hiç gözlerinizi bağlayıp annenizi görmeyi denediniz mi?
Siz hiç kollarınızı bağlayıp birinin size yemek yedirmesini, su içirmesini beklediniz mi?
Siz hiç konuşmayıp şarkılar söylemek istediniz mi?
Siz hiç duymayıp kordon da martıların sesini dinlemek istediniz mi?
Siz zihinsel engelli yerine gerizekalı yada deli demeyi mi tercih ediyorsunuz?
Siz hiç engelli bir yakınınıza, arkadaşınıza baktınız, ilgilendiniz, ona yardımcı oldunuz mu?
Siz hiç küçük bir çocuğu tekerlikli sandalyesinden kucaklayarak alıp belediye otobüsüne bindiniz mi?
3 Aralık Engelliler Günü’nün Tarihçesi
1992 yılında Birleşmiş Milletler aldığı bir kararla, 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan etti. Bu kararın ardından BM İnsan Hakları Komisyonu 5 Mart 1993 tarihli ve 1993/29 sayılı bildirisi ile üye ülkelerce 3 Aralık gününün “engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacıyla tanınmasını istedi. Ve o günden beri, 3 Aralık “engelliler günü” olarak bilinmektedir.
Türkiye’de Engellilerin DurumuTürkiye’de nüfusun yüzde 12.29′u yani 8.5 milyon kişi engelli. Erkeklerde bu oran 11.10, kadınlarda yüzde 13.45.
2 Kasım 2013 Cumartesi
Zihinsel Engellilerle Çalışan Öğretmenin Tükenmişlik Düzeyleri..
Zihinsel Engellilerle Çalışan öğretmenlerin Tükenmişlik Düzeylerine göz atmadan önce öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerini ele alalım..
ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK DURUMLARISon zamanlarda insanlarla yüz yüze ilişkilerle yürütülen mesleklerde çalışan kişilerin karşı karşıya kaldıkları olumsuzluklardan biri de tükenmişlik kavramıyla açıklanmaya çalışılmıştır. Tükenmişlik stres, mesleki depresyon…v.b kavramlar ile yakından ilişkili olmakla birlikte onlardan ayrı bir kompleks yapı oluşturmaktadır. Tükenmişlik; yorgunluk, çaresizlik, ümitsizlik duyguları, olumsuz
ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK DURUMLARISon zamanlarda insanlarla yüz yüze ilişkilerle yürütülen mesleklerde çalışan kişilerin karşı karşıya kaldıkları olumsuzluklardan biri de tükenmişlik kavramıyla açıklanmaya çalışılmıştır. Tükenmişlik stres, mesleki depresyon…v.b kavramlar ile yakından ilişkili olmakla birlikte onlardan ayrı bir kompleks yapı oluşturmaktadır. Tükenmişlik; yorgunluk, çaresizlik, ümitsizlik duyguları, olumsuz
1 Kasım 2013 Cuma
Zihinsel Engelliler..
Orta Düzeyde Zihinsel Öğrenme Yetersizliği
A -TANIM:Zeka bölümü 45-75 arasında tespit edilen zihinsel geriliktir.
B - NEDENLER:
Doğum öncesi Hamilelik döneminde annenin geçirdiği bulaşıcı hastalıklar, kullandığı ilaçlar, kazalar ve zehirlenmeler, röntgen çektirme, yetersiz
Doğum öncesi Hamilelik döneminde annenin geçirdiği bulaşıcı hastalıklar, kullandığı ilaçlar, kazalar ve zehirlenmeler, röntgen çektirme, yetersiz
6 Ekim 2013 Pazar
Ailelere Yönelik Hizmetler..
Rehberlik:Bireyin en verimli bir şekilde gelişmesine ve doyum verici uyumlar sağlamasında gerekli olan tercihleri, yorumları planları yapmasına ve kararlar vermesine yarayacak bilgi ve becerileri kazanması ve bu tercih ve kararları yürütmesi için bireye yapılan sistemli ve profesyonel yardımdır.
Özel Eğitime İhtiyacı Olan Bireylere ve Ailelerine Yönelik Rehberlik: Engelli çocuklara ve ailelerine sunulan rehberlik ve danışma hizmetleri öncelikli olarak,
Özel Eğitime İhtiyacı Olan Bireylere ve Ailelerine Yönelik Rehberlik: Engelli çocuklara ve ailelerine sunulan rehberlik ve danışma hizmetleri öncelikli olarak,
5 Ekim 2013 Cumartesi
Anne-Baba-Öğretmen İşbirliği..
Anne baba öğretmen işbirliği, anne babalar ve öğretmenlerin öğretim amaçlarına ulaşmada birlikte çaba göstermesi olarak tanımlanabilir.
Anne Baba Öğretmen İşbirliğinin YararlarıAnne baba ve öğretmenler etkili çalışmalar düzenleyebilen güçlü bir ekip oluştururlar.
Bu ekibin gerçekleştireceği üretken bir anne baba öğretmen işbirliğinin öğretmenlere sağladığı yararlar olduğu kadar anne babalara ve en önemlisi çocuklara önemli yararlar sağladığı
Anne Baba Öğretmen İşbirliğinin YararlarıAnne baba ve öğretmenler etkili çalışmalar düzenleyebilen güçlü bir ekip oluştururlar.
Bu ekibin gerçekleştireceği üretken bir anne baba öğretmen işbirliğinin öğretmenlere sağladığı yararlar olduğu kadar anne babalara ve en önemlisi çocuklara önemli yararlar sağladığı
4 Ekim 2013 Cuma
Aile Eğitiminin Amaçları..
1. Ailelerin çocuğun doğum öncesi doğum sonrası gelişimi ve eğitim konusunda bilgilenmelerini sağlamak
2. Her yaşın gelişim özelliğine göre çocuklarını tanımalarına yardımcı olmak
3. Çocuğun her alandaki gelişimin desteklemelerine ve hızlandırmalarına doğrudan katılımlarını sağlamak
4. Aileleri çocukları ile neden-sonuç ilişkisine
dayalı sözel iletişim kurmanın önemi konusunda bilinçlendirmek
5. Aileleri Çocuk Yetiştirme tutumları konusunda bilgilendirmek ve çocuklarına karşı hatalı tutum ve davranışlarının değiştirilmesini sağlamak
6. Çocukların kazanılmış davranış ve alışkanlıklarını değiştirme
2. Her yaşın gelişim özelliğine göre çocuklarını tanımalarına yardımcı olmak
3. Çocuğun her alandaki gelişimin desteklemelerine ve hızlandırmalarına doğrudan katılımlarını sağlamak
4. Aileleri çocukları ile neden-sonuç ilişkisine
dayalı sözel iletişim kurmanın önemi konusunda bilinçlendirmek
5. Aileleri Çocuk Yetiştirme tutumları konusunda bilgilendirmek ve çocuklarına karşı hatalı tutum ve davranışlarının değiştirilmesini sağlamak
6. Çocukların kazanılmış davranış ve alışkanlıklarını değiştirme
3 Ekim 2013 Perşembe
Zihinsel Yetersizlik Gösteren Bireylerde Aile Eğitimi..
Aile; saygı, mutluluk, huzur, koruma, paylaşma, güven, birlik beraberlik gibi olguları içinde barındıran sosyal bir kurumdur. Anayasamızın 41. maddesine göre
2 Ekim 2013 Çarşamba
Aile Eğitiminde Baba Katılımı..
Engelli çocukların eğitiminde önemli konulardan biri aile
katılımı konusudur. Ancak gerek uygulamada gerekse alanyazında aile katılımının
özellikle de baba katılımının istenen düzeyde ulaşmadığı bildirilmektedir. Bu
nedenle baba katılımı aile katılımı araştırmalarında güncel bir konudur.
Engelli çocukların eğitiminde aile katılımı ve
1 Ekim 2013 Salı
Aile Eğitimi..
“ Aile, doğanın baş yapıtlarından biridir.”
George Santayana
Anne babalar başta olmak üzere aile bireylerini bilgi sahibi yapmak, çeşitli becerileri öğretmek üzere geliştirilen uygulamalardır.
Aile eğitim programları; uzmanlarca sağlanan sistematik, bilimsel temelli aile eğitim uygulamaları olarak tanımlanır. Normal gelişim gösteren çocukların veya özel gereksinimli çocukların
2 Eylül 2013 Pazartesi
Türkiye'de Zihinsel Özürlüler ve Cinsel Eğitim..
Çeşitli engellere sahip çocuklara ve gençlere cinsellik konusunda olağan
eğitim verilmiyor.
Bu kişilerin duymadıkları, görmedikleri, konuşmadıkları ya da
yürüyemedikleri
için, cinsellikle ilgisi olmayan varlıklar olmaları gerektiği
konususnda garip bir inanış var.
Valerie Sinason
Cinsellik Kavramının Tanımı, Boyutları ve Aşamaları
Cinsiyet teorileri, cinsel ihtiyaç, tutum ve
1 Eylül 2013 Pazar
Engelli Çocukların Cinsel İstismara Karşı Korunmaları..
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Zihinsel özürlü çocuk ve gençler, özellikle ergenlik çağında diğer ergenlerden daha karmaşık cinsel sorunlar yaşamaktadır. Bu dönemde yakın ve uzak sosyal çevrenin etkisiyle cinsel istismara uğramak, ayrı bir sosyal tehlikedir. Aklen sağlıklı diğer çocuk ve gençlere göre zihinsel özürlü çocuk ve15 Ağustos 2013 Perşembe
Reaktif Bağlanma Bozukluğu..
Reaktif Bağlanma Bozukluğu, 5 yaşından önce başlayan ve sosyal ilişki düzeyinde hasarla kendini gösteren gelişimsel bir bozukluktur. Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nda beynin stresle baş etme merkezi ilgili bir problem olduğu düşünülmektedir. Bağlanma bozukluğu olarak da bilinen Reaktif Bağlanma Bozukluğu, Bipolar Bozukluk ya da Dikkat Eksikliği Bozukluğu tanıları ile karıştırılabilmektedir.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun
Reaktif Bağlanma Bozukluğu..
Reaktif Bağlanma Bozukluğu, 5 yaşından önce başlayan ve sosyal ilişki düzeyinde hasarla kendini gösteren gelişimsel bir bozukluktur. Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nda beynin stresle baş etme merkezi ilgili bir problem olduğu düşünülmektedir. Bağlanma bozukluğu olarak da bilinen Reaktif Bağlanma Bozukluğu, Bipolar Bozukluk ya da Dikkat Eksikliği Bozukluğu tanıları ile karıştırılabilmektedir.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun
Reaktif Bağlanma Bozukluğu..
Reaktif Bağlanma Bozukluğu, 5 yaşından önce başlayan ve sosyal ilişki düzeyinde hasarla kendini gösteren gelişimsel bir bozukluktur. Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nda beynin stresle baş etme merkezi ilgili bir problem olduğu düşünülmektedir. Bağlanma bozukluğu olarak da bilinen Reaktif Bağlanma Bozukluğu, Bipolar Bozukluk ya da Dikkat Eksikliği Bozukluğu tanıları ile karıştırılabilmektedir.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun
14 Ağustos 2013 Çarşamba
Epilepsi..
Epilepsi halk adıyla sara, yenileyen nöbetler ile karakterize sıklıkla geçici bilinç kayıplarına neden olan bir durumdur. Ancak bu geçici bilinç kaybı her zaman oluşmaz.
Nöbetler çok farklı şekilde ortaya çıkabilirler. Bazı nöbetten önce bir korku hissi olabilen olağan dışı bir algılama yaşanırken bazı nöbette kişi yere düşebilir veya ağzı köpürebilir. Bazen de boşluk nöbetleri dediğimiz kişinin gözünü bir noktaya dikmesi veya donuklaşması gibi durumlar ortaya çıkar. Epilepsi, ruh ya da
Nöbetler çok farklı şekilde ortaya çıkabilirler. Bazı nöbetten önce bir korku hissi olabilen olağan dışı bir algılama yaşanırken bazı nöbette kişi yere düşebilir veya ağzı köpürebilir. Bazen de boşluk nöbetleri dediğimiz kişinin gözünü bir noktaya dikmesi veya donuklaşması gibi durumlar ortaya çıkar. Epilepsi, ruh ya da
13 Ağustos 2013 Salı
Hidrosefali..
En genel tanımıyla hidrosefali terimi, kafa içindeki suyun miktar olarak arttığı durumları açıklar ve ilk akla gelen kafa büyümesidir. Kafamızın içinde, birbiriyle ilişkili olan mağaralar olarak düşünebileceğimiz boşluklar bulunur. Biz bunlara “ventrikül” ya da “karıncık” diyoruz. Bunların en büyüğü ise “yan karıncık” tır. Kafamızın içindeki suyu, bildiğimiz su gibi düşünmek yanlış olur. Bu su dediğimiz “beyin-omurilik” sıvısıdır ve
12 Ağustos 2013 Pazartesi
Hiperaktivite..
Hiperaktif çocuk hiç durmadan koşuşturur, başladığı işi birden bırakıp bir başkasına geçer. Bu özellikleriyle anne – babalar için oldukça yıpratıcıdır ama tedaviyle sakinleştirilebilir. Hiperaktiflik birtakım ruhsal sorunları olan çocuklarda görülebilecek belirtilerden biridir. Beyin hasarlarıyla, sarayla, otizmle (aşırı içedönüklük) ve çocukluk şizofrenisiyle de bağlantılı olabilir. Ne var ki, birçok kişi için hiperaktiflik, öteki zihinsel bozukluklarla bağlantısı olmayan bir aşırı hareketlilik durumudur. Bu, hiperkinetik
11 Ağustos 2013 Pazar
Dikkat Dağınıklığı Olan Çocuklar Hakkında Bilmeniz Gerekenler..
1. Dikkat dağınıklığı olan çocuklar, bir şeye yoğunlaşmakta güçlük çeker. Bunun anlamı, beyinleri ortama bir bağlanır bir kapanır. Çevre ile bağlantıları kesildiğinde, bu çocuklar o an önemli olmayan şeylerle ilgilenmeye başlarlar. Bu onların önemli olan şeyleri kaçırmasına sebep olur.
2. Sınıftayken, akılları başka yere gider. Örneğin, pencereden dışarıyı seyrederler, saatin tik taklarına takılırlar ya da bir önceki akşam televizyonda izledikleri birşey üstüne düşünürler.
3. Bazen kendilerini okulda çok yorgun ve sıkılmış hissederler. Bu özellikle oturmaları ve
2. Sınıftayken, akılları başka yere gider. Örneğin, pencereden dışarıyı seyrederler, saatin tik taklarına takılırlar ya da bir önceki akşam televizyonda izledikleri birşey üstüne düşünürler.
3. Bazen kendilerini okulda çok yorgun ve sıkılmış hissederler. Bu özellikle oturmaları ve
10 Ağustos 2013 Cumartesi
Öğrenme Güçlüğü..
Öğrenme güçlüğü gelişimsel bir sorundur. Öğrenme ve algılama sorunu çocuğun doğumu ile
9 Ağustos 2013 Cuma
ABA Nedir?
Davranışsal analiz üç ana daldan oluşur. Davranışçılık ve davranışçı bilimin felsefesi, uzmanlık ve çalışma alanı temel araştırmalar olan Davranışın Deneysel Analizi (EAB) ve davranışı kanıtlamak için bir teknoloji geliştirme kaygısı taşıyan Uygulamalı Davranış Analizidir (Applied Behavior Analysis).
Watson’ın Uyaran-Tepki DavranışçılığıPsikoloji, 1900 lü yılların başlarında bilince ve diğer zihinsel süreçlere odaklanmıştır. Yirminci yüzyılın başlarında, aralarında en çok konuşulan ve hatırlanan bilim adamı olan John B. Watson’ın da
Watson’ın Uyaran-Tepki DavranışçılığıPsikoloji, 1900 lü yılların başlarında bilince ve diğer zihinsel süreçlere odaklanmıştır. Yirminci yüzyılın başlarında, aralarında en çok konuşulan ve hatırlanan bilim adamı olan John B. Watson’ın da
8 Ağustos 2013 Perşembe
Davranış Değiştirme..
İstenmeyen Davranışın Oluşmasındaki Etmenler Ve Davranış Yönetimi
İSTENMEYEN DAVRANIŞIN OLUŞMASINDAKİ ETMENLERA- Aileden Kaynaklanan Etmenler
• Ailenin Çocuğa Yeterli İlgi Göstermemesi
• Evde Sıkı Kontrol
• Aile İçi Sorunlar
• Kuşak Çatışması
• Ailenin Ekonomik Durumu
• Ailenin Eğitim Düzeyi
B- Öğretmenin Davranışından Kaynaklanan Etmenler
* Sosyal Beceri Yetersizlikleri
* Öğretimle İlgili Beceri Yetersizlikleri
C- Sınıfın Yapısından Kaynaklanan Etmenler
• Sınıfın Fiziksel Yapısı
• Sınıfların Kalabalık Olması
D- Öğrenciden Kaynaklanan Etmenler
• Öğrencinin Kişilik Özellikleri
• Öğrencinin Gelişim Özellikleri
• Öğrencinin Değer ve Davranış Kalıpları
• Öğrencin Başarı Durumu
E- İstenmeyen Davranışın Oluşumundaki Diğer Etmenler
• Okulun Yapısı ve Yönetimi
• Akran Grubu
• Bilgi ve İletişim Teknolojileri
DAVRANIŞ YÖNETİMİSınıf yönetimi, kaynakları örgütleme, çevreyi etkili bir biçimde düzenleme,
• Ailenin Çocuğa Yeterli İlgi Göstermemesi
• Evde Sıkı Kontrol
• Aile İçi Sorunlar
• Kuşak Çatışması
• Ailenin Ekonomik Durumu
• Ailenin Eğitim Düzeyi
B- Öğretmenin Davranışından Kaynaklanan Etmenler
* Sosyal Beceri Yetersizlikleri
* Öğretimle İlgili Beceri Yetersizlikleri
C- Sınıfın Yapısından Kaynaklanan Etmenler
• Sınıfın Fiziksel Yapısı
• Sınıfların Kalabalık Olması
D- Öğrenciden Kaynaklanan Etmenler
• Öğrencinin Kişilik Özellikleri
• Öğrencinin Gelişim Özellikleri
• Öğrencinin Değer ve Davranış Kalıpları
• Öğrencin Başarı Durumu
E- İstenmeyen Davranışın Oluşumundaki Diğer Etmenler
• Okulun Yapısı ve Yönetimi
• Akran Grubu
• Bilgi ve İletişim Teknolojileri
DAVRANIŞ YÖNETİMİSınıf yönetimi, kaynakları örgütleme, çevreyi etkili bir biçimde düzenleme,
7 Ağustos 2013 Çarşamba
ABA (Applied Behavioural Analysis)..
ABA metodu “davranis”i bilimsel olarak analiz eder ve Otizmi soyle tanimlar; Otizm norolojik temeli olan gelismemis davranislarin bir sendromudur. Otistik kisi ozel ve dikkatle secilmis ,bulundugu ortamla yapici bir iletisim kurmayi hedefleyen bir programda kendisinde eksik olan sosyal davranislari kazanabilir cevre ile iletisimi arttikca sorunlu davranislarinda azalma saglanabilir.
(Bu kisa tanimi cesitli ABA yayimlarinda gormek mumkundur.)
(Bu kisa tanimi cesitli ABA yayimlarinda gormek mumkundur.)
6 Ağustos 2013 Salı
Dikkat Eksikliği ve Hiparaktivite Bozukluğu..
Dikkat Eksikliği ve Hiparaktivite Bozukluğu “Dehb” Testi ve Düzeltme YollarıÜlkemizde, Ön Eğitimi “0-4 yaş” ve Okul Öncesi Eğitim’e yeterince önem verilmediği için akranlarına/ yaşıtlarına göre geri olan çocuklarımız ailelerince tespit edilememekte yada tespit edildiği halde ilerde sorun yaratacağı düşünülmediği yada engelli/ özürlü damgası yiyeceği, belki büyüyünce düzelir vb. gerekçelere sığınılarak; çocuğun durumu pek önemsenmemektedir.
Oysa engel durumları ne kadar erken yaşta tanılanır ve gerekli eğitim verilirse; çocuğun
Oysa engel durumları ne kadar erken yaşta tanılanır ve gerekli eğitim verilirse; çocuğun
5 Ağustos 2013 Pazartesi
Psikoterapi Türleri..
1. HEKİMİN HASTAYA YANAŞMA BİÇİMİ VE TUTUMUNA GÖRE:A. Bastırıcı (Suppressive)
B. Destekleyici (Supportive)
C. Derinliğine araştırıcı (Explorative)
2. RUHSAL BOZUKLUK (PSİKOPATOLOJİ) ANLAYIŞI VE KURAMSAL ÇIKIŞ NOKTASINA GÖRE:
B. Destekleyici (Supportive)
C. Derinliğine araştırıcı (Explorative)
2. RUHSAL BOZUKLUK (PSİKOPATOLOJİ) ANLAYIŞI VE KURAMSAL ÇIKIŞ NOKTASINA GÖRE:
A. Psikodinamik temellere dayananlar:
a. Psikanaliz, Freud’un geliştirdiği psikanaliz ve bunun
a. Psikanaliz, Freud’un geliştirdiği psikanaliz ve bunun
4 Ağustos 2013 Pazar
Psikoterapi..
I. PsikoterapiPsikoterapi nedir? Bilimsel bir aktivite yürütebilmek için ilgili bilim dalının kullanacağı bir teknik dil lazımdır. Belirli disiplinlerde ve alt disiplinlerde bilim adamlarının birbirlerini anlayabilmesi için belirli kelimelere standart bir anlam yüklenmesi gerekir. Bilimsel aktivitenin temel şartı bir kavramın bilinen teknik anlamında kullanılmasıdır. Bu bağlamda değerlendirildiğinde psikiyatrinin de kendine ait teknik kavramları mevcuttur. Bilimsel aktivite bu teknik kavramlar sayesinde yürütülür, çalışmalar yapılır, tartışılır ve yorumlanır. Belirli bir kavrama farklı anlamlar yüklenirse bunun sonucunda kaos ve karmaşa
3 Ağustos 2013 Cumartesi
Okul Fobisi..
Korku da diğer duygular gibi yaşamın bir parçasıdır ve çocuklarda sık rastlanan bir tepkidir. Normal korkular çocuğun çevresine uyum sağlamasının bir yoludur. Bir yanıyla da çocukların güvende olmalarını sağlar.
Çevresini henüz tanımayan, etrafında olup bitenlerden pek haberdar olmayan küçük bir bebeğin tanımadığı şeylerden korkması çok doğaldır. Yaşla birlikte yaşanan korkuların içeriği de değişmektedir. Bebek özellikle anne babası yanında olmadığında ya da onları göremediğinde kendisini terk ettiklerini düşünerek korkar. Yaşı 1,5-2′yi aştığında anne babası yanında olmayınca terk edildiği düşüncesi yerini
Çevresini henüz tanımayan, etrafında olup bitenlerden pek haberdar olmayan küçük bir bebeğin tanımadığı şeylerden korkması çok doğaldır. Yaşla birlikte yaşanan korkuların içeriği de değişmektedir. Bebek özellikle anne babası yanında olmadığında ya da onları göremediğinde kendisini terk ettiklerini düşünerek korkar. Yaşı 1,5-2′yi aştığında anne babası yanında olmayınca terk edildiği düşüncesi yerini
2 Ağustos 2013 Cuma
Televizyonun Çocuğa Etkileri..
20. Yüzyılın en büyük buluşları arasında kitle iletişim araçları yer almaktadır. Bunlar içerisinde şüphesiz en önemli yeri de Televizyon almaktadır. TV insanlık tarihi adına büyük gelişmelere vesile olmuş ve halada etkileri açısından insanlık adına tartışılmaz bir noktada yerini korumaktadır. TV evlerde yerini almadan önce ve aldıktan sonra diye aile hayatını ikiye ayırmak belki de pek fazla yanlış olmaz. Bizim konu başlığımızdan da anlaşılacağı üzere bu yazımızda TV nin erişkin birey, aile veya toplumsal yönlerini incelemek yönünde bir amacımız yok. Bu değerlendirmeleri şimdilik daha ileri tarihlere erteleme gerekliliğini düşünüyoruz.
Gerek klinik görüşmelerimiz sırasında karşılaştığımız anne babalardan, gerek
Gerek klinik görüşmelerimiz sırasında karşılaştığımız anne babalardan, gerek
1 Ağustos 2013 Perşembe
Gelişim Aşamaları ve Özellikleri..
A- Psikomotor Gelişim Basamakları
B- Normal Boy ve Kilo Gelişim Aşamaları
A- Psikomotor Gelişim Basamakları:
1- Motor Gelişimi
İlk 3 ay içindeGözleri ile hareket eden şekilleri takip edebilir ,kucağa alındığında kafasını dik tutabilir , yüz üstü yatarken kafasını bir miktar yukarı kaldırabilir ve yanlara çevirmeye çalışır, kollarını hareket
B- Normal Boy ve Kilo Gelişim Aşamaları
A- Psikomotor Gelişim Basamakları:
1- Motor Gelişimi
İlk 3 ay içindeGözleri ile hareket eden şekilleri takip edebilir ,kucağa alındığında kafasını dik tutabilir , yüz üstü yatarken kafasını bir miktar yukarı kaldırabilir ve yanlara çevirmeye çalışır, kollarını hareket
6 Temmuz 2013 Cumartesi
Kaynaştırma Eğitimi..
Kaynaştırma eğitimi , özel eğitim gerektiren bireylerin, yetersizliği olmayan akranları ile birlikte eğitim ve öğretimlerini resmi ve özel; okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim ve yaygın eğitim kurumlarında sürdürmeleri esasına dayanan, destek eğitim hizmetlerinin sağlandığı özel eğitim uygulamalarını ifade ediyor. (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği Madde 67)
Bu maddede ifade edildiği gibi kaynaştırma eğitimi zihin, işitme, görme, ortopedik, dil ve konuşma güçlüğü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite, özel öğrenme güçlüğü, otistik ve duygusal güçlük ve
Bu maddede ifade edildiği gibi kaynaştırma eğitimi zihin, işitme, görme, ortopedik, dil ve konuşma güçlüğü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite, özel öğrenme güçlüğü, otistik ve duygusal güçlük ve
5 Temmuz 2013 Cuma
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP)
BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ
EĞİTİM PROGRAMI (BEP)
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı(BEP); Özel
eğitime ihtiyacı olan öğrencinin farklı gelişim alanlarında yapabildiklerini
dikkate alarak, kazandırılacak davranışların neler olduğu, bu davranışların
nerede, nasıl, kimler tarafından, hangi yöntemlerle ve ne kadar sürede
kazandırılacağını belirten, gerekli destek eğitim hizmetlerini içeren, içinde
ailesinin de yer aldığı bir ekip tarafından
4 Temmuz 2013 Perşembe
Türk Halkının Kimsesiz Ve Korunmaya Muhtaç Çocuklara ve Özürlülere Bakışı..
Kamuoyu Araştırması
Kimsesiz
Çocukları Koruma Derneği
GİRİŞ
1.
ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ
Korunmaya muhtaç çocuklar
konusu, ülkemizde giderek büyüyen, yaygınlaşan ve kangrenleşmeye başlamış bir
sorundur. Türkiye’nin toplumsal dokusunu etkileyecek boyuta
3 Temmuz 2013 Çarşamba
Engelli Bireylere Yönelik Tutumlar..
Engelli bireylere yönelik tutumlar:
Özellikle 1950’li yılardan başlayarak, Toplumlarda Demokrasi
ve insan hakları konusundaki görüşlerin ve uygulamaların yaygınlaşması ile
birlikte, engelli bireylerin toplumda diğer insanlarla eşit haklara sahip
oldukları ve temel haklardan yararlanmamaları gerektiği görüşü kabul edilmeye
2 Temmuz 2013 Salı
Anektod - ABC Kaydı..
ANEKTOD - ABC KAYDI
Anekdot kaydı bir kimsenin
söylediklerinin veya yaptıklarının betimlenmesidir. Olayın gerçekleşmesi
esnasında durumu detaylı bir şekilde bulunduğu ortam içerisinde değerlendirilir
(Payne, 2003). Anekdotlar Öğretmenin birden
1 Temmuz 2013 Pazartesi
Uygulamalı Davranış Analizi (UDA)..
Uygulamalı Davranış Analizi
Tanım: Sosyal önemi olan davranışları değiştirmeyi
amaçlayan,davranışçı psikolojinin öne sürdüğü,davranış temel prensiplerine
dayalı süreçleri kullanan bilim dalıdır.
Uygulamalı davranış analizinin ilkeleri:
n Uygulamalı
olması: Hedef davranışın kuramsal açıdan değil, toplumsal açıdan önemli bir
davranış olmasını ifade eder.
n Arttırılmak
yada azaltılmak istenen
5 Haziran 2013 Çarşamba
Diplejik Cerebral Palsy..
Cerebral Palsy (CP) doğum öncesi, doğum sırası ya da doğum sonrasında bazı etkenlerden dolayı beynin hasar görmesi sonucunda oluşan hareket ve postür bozukluklarıdır. Beyinde hareketi sağlayan 3 alan vardır. Bunlar hareketi başlatan, hareketi programlayan, dengeyi ve hareketin zamanlamasını ayarlayan alanlardır. Bu alanlarda bir sorun olması durumunda Cerebral Palsy oluşur.
Türkçe karşılığı “Beyin Felci” olan Cerebral Palsy’de beyinde oluşan hasarın yerine göre 4 ana tipten
Türkçe karşılığı “Beyin Felci” olan Cerebral Palsy’de beyinde oluşan hasarın yerine göre 4 ana tipten
4 Haziran 2013 Salı
Spina Bifida ( Spinal Disrafizm, Omurga açıklığı)..
Spina bifida omuriligin beyinden çikip çevresel organlara tasindigi omurilik kanalindaki açiklik demektir. Spina bifida’ nin baslica 3 tipi vardir( hafiften ağıra doğru ).
Spina bifida okkülta : Bir veya daha fazla omurun arkasinda açiklik olmasi, omuriligin ve omuriligin uzantisi olan sinirlerin yerinde olmasi demektir. Klinik olarak önemli bir deformite degildir.
Meningosel : Omuriligin etrafindaki koruyucu zarlarin omurgadaki bir açiktan disari çikmasi demektir. Bebek dogdugu zaman sirtinda bir kese ile dogar. Sinir hasari yoktur veya çok azdir, cerrahi olarak
3 Haziran 2013 Pazartesi
Serebral Palsy'li Çocuklarda Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar..
Serebral Palsy (Beyin Felci), beyin veya beyinciğin doğum öncesi, doğum veya doğum sonrası zarar görmesi sonucu oluşan adelelerde kuvvet azlığı, istemsiz hareketler, motor gelişmede geriliktir. Hastalığın teşhisi ne kadar erken konursa bırakacağı hasarda o kadar az olur. Erken tedaviye başlanması çocuğun yaşantısını iyi yönde düzenlemesine olanak taşır. Çocuğun beyin yapısı doğumdan sonra 18 aylık dönemde en hızlı gelişim gösterir.
CEREBRAL PALSY NASIL TEDAVİ EDİLİR?İnsan hayatının ilk 18 aylık dönemi gerek zihinsel gerekse motor yönden en hızlı ilerlediği
CEREBRAL PALSY NASIL TEDAVİ EDİLİR?İnsan hayatının ilk 18 aylık dönemi gerek zihinsel gerekse motor yönden en hızlı ilerlediği
2 Haziran 2013 Pazar
Spina Bifida Hakkında..
Spina Bifida ile Yaşamak Son beş yıldır yürüttüğümüz multidisipliner spina bifida kliniğinde bizimle beraber çocuklarının tedavisi için ellerinden geleni yapan ve birçok sıkıntıya katlanan ailelelerimize uzun ve zorlu tedavi sürecinde yardımcı olabilmek amacıyla bu kitabı hazırladık. Kitapta spina bifida sorununu her yönüyle, ailelerin anlayabileceği şekilde aktarmaya çalıştık. Gerek kliniğimizde çocuklarımızın tedavisi için canla başla çalışan gerekse de kitabın yazımında bize yardımcı olan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’nın araştırma görevlileri İoanaTomi Yılmaz, Dr. Demet Ofluoğlu ve fizyoterapistler Songül İmamoğlu ve Çimen Demirtürk’e, Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’nın araştırma görevlileri
1 Haziran 2013 Cumartesi
Serebral Palsi..
Günümüzde Serebral palsi bir hastalık tanımından öte genel bir kapsayıcı terim olarak bilinmektedir. Çocuklarına serebral palsi tanısı konulmuş ailelerin bilinçli olması, konu hakkında bilgilenmesi, çocuklarının rehabilitasyonu ve günlük yaşamda bağımsız olabilmeleri için son derece
12 Mayıs 2013 Pazar
West Sendromu..
West sendromu, infantil spazmlar, zihinsel bozukluk ve hipsaritmi olarak bilinen bir EEG anormalliği ile karakterizedir. West sendromu çocukları ilk doğum günlerinden önce, genellikle 4 ile 7. aylar arasında etkiler. Semptomatik West sendromu beyinde geniş çapta malformasyonlar veya lezyonlarla ilişkilidir. Ani, istem dışı kas kontraksiyonları veya değişen yoğunluklarda spazmlarla göze çarpar ve bu tabloya psikomotor retardasyon eşlik eder. Semptomatik West Sendromu ilerler ve sıklıkla Lennox-Gastaut sendromuna veya diğer epilepsi tiplerine dönüşür. Kriptojenik West sendromunda, beyin görece normal görünmektedir ve
11 Mayıs 2013 Cumartesi
Frajil X Sendromu (FXS)..
Frajil X Sendromu (FXS) kalıtsal zeka geriliğinin bilinen en sık nedenidir. Frajil X sendromlu kişiler zihinsel , davranışsal ve fiziksel bazı farklılıklar gösterirler. Bu sendrom her iki cinsiyeti de etkileyebilir. Kadınlarda yaklaşık 250 de 1, erkeklerde ise 800 de 1 kişi FXS’na neden olan geni farkında olmadan taşımaktadır. Bu sendrom dünyadaki tüm ırk ve etnik grupları etkiler.
Frajil X sendromu hakkında bilgi sahibi olmak, öğrenmek yeni bir dil öğrenmek gibidir.
Frajil X sendromu hakkında bilgi sahibi olmak, öğrenmek yeni bir dil öğrenmek gibidir.
Belirtileri Nelerdir?FXS bir gendeki (FMR-1) değişiklik ya da mutasyon nedeniyle olur. FMR-1 genindeki mutasyon DNA’daki belirli kimyasal kısımların (CGG) genişlemesi (tekrarlaması) şeklindedir. Herkeste FMR-1 geninde yaklaşık
10 Mayıs 2013 Cuma
Turner Sendromu..
Turner sendromu (kısaca TS) kadınlarda 2500′de bir görülen genetik bir bozukluktur.1938′de Dr Turner tarafından hastalarında bazı fiziksel değişiklik ve bozukluklar gözlemlemesiyle tanımlanmıştır.1960′da, hastalığa kromozom bozukluğunun yol açtığı bulunmuştur.
Bu hastalığa kadınlardaki X kromozomlarından birinin bozuk ya da yok olması yol açmaktadır.Her insanda
Bu hastalığa kadınlardaki X kromozomlarından birinin bozuk ya da yok olması yol açmaktadır.Her insanda
9 Mayıs 2013 Perşembe
Dandy-Walker Sendromu..
Dandy-Walker Sendromu doğumsal bir hastalık olup beyinde dördüncü ventrikül denilen bir boşluk ile beyinciği ilgilendirmektedir.Hastalık dördüncü ventrikül denilen ve beyin omurilik sıvısının dolaştığı boşluklardan birinin doğuştan anormal genişlemesi, beyincikte iki beyincik yarımküresinin arasında yer alan ve vermis denilen bölümün yokluğu(agenezisi) veya gelişiminin geri kalması(hipoplazisi) ve bu
Dandy-Walker Sendromu..
Dandy-Walker Sendromu doğumsal bir hastalık olup beyinde dördüncü ventrikül denilen bir boşluk ile beyinciği ilgilendirmektedir.Hastalık dördüncü ventrikül denilen ve beyin omurilik sıvısının dolaştığı boşluklardan birinin doğuştan anormal genişlemesi, beyincikte iki beyincik yarımküresinin arasında yer alan ve vermis denilen bölümün yokluğu(agenezisi) veya gelişiminin geri kalması(hipoplazisi) ve bu
8 Mayıs 2013 Çarşamba
West Sendromu..
West sendromu, infantil spazmlar, zihinsel bozukluk ve hipsaritmi olarak bilinen bir EEG anormalliği ile karakterizedir. West sendromu çocukları ilk doğum günlerinden önce, genellikle 4 ile 7. aylar arasında etkiler. Semptomatik West sendromu beyinde geniş çapta malformasyonlar veya lezyonlarla ilişkilidir.
Ani, istem dışı kas kontraksiyonları veya değişen yoğunluklarda spazmlarla göze çarpar ve bu tabloya psikomotor retardasyon eşlik eder. Semptomatik West Sendromu ilerler ve
Ani, istem dışı kas kontraksiyonları veya değişen yoğunluklarda spazmlarla göze çarpar ve bu tabloya psikomotor retardasyon eşlik eder. Semptomatik West Sendromu ilerler ve
7 Mayıs 2013 Salı
Angelman Sendromu..
Angelman Sendromu (kısaca AS) ilk olarak 1965 yılında İngiliz doktor Harry Angelman tarafından tanımlanmış nörogenetik bir bozukluktur.Irklarda görülme hızı çok iyi bilinmemekle beraber yaklaşık ensidansın 15,000 ila 30,000 canlı doğumda bir olduğu kabul edilmektedir.[2]Anneden gelen kromozom
6 Mayıs 2013 Pazartesi
Down Sendromu..
Genetik düzensizlik sonucu insanın 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom bulunması durumu ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan hastalığa verilen isimdir.
Down sendromu vücutta yapısal ve fonksiyonel değişiklikler ile karakterize edilir. Vücuttaki küçük ve
5 Mayıs 2013 Pazar
Kromozal Bozukluklar ve Genetik Danışma..
Genetik hastalıkları anlamak ve incelemek için genin yapısını bilmek gerekir. İnsan genomunda 3 000 000 000 DNA baz çifti vardır. Bu DNA bazların dizilimi ile genler ve insanın gelişimini belirleyen fonksiyonel ve yapısal elementlerin oluşumu belirlenir.
İnsanda toplam 30-35 000 kadar gen vardır. Her genin kodlanma uzunluğunun ortalama 1 400 baz olduğu dikkate alınırsa genomun sadece %1.5’unun kodlanma için ayrıldığı görülür. Solucan ve sineklerde bile bunun yarısı kadar gen vardır. Ancak insanlarda aynı gen içinde farklı eksonların kullanımı sonucu 30 000’den fazla farklı protein yapımı gerçekleşir. Bu proteinlerin değişik yollarla modifiye edilmesi (glikozilasyon = şeker molekülü eklenmesi) sonucu farklı protein yapısı yüzlerce
4 Mayıs 2013 Cumartesi
Disleksi..
İlkokula başlayan disleksili çocuklarda eğitim alabilecek zihinsel gelişim henüz tamamlanmadıgı için okuyamazlar, yazamazlar ve matematiksel işlemleri kavramada zorluk çekerler.
Ancak bu onların zeka düzeylerinde bir sorun olduğunu göstermez. Hatta zeka düzeyi çok yüksek çocuklarda da görülmektedir. Fakat bazen hastalık farkedilmeyebilir.Disleksililer zeka düzeyleri düşük olmadığı gibi özel yeteneklere de sahip olabilirler. Buna önemli kanıt disleksili olduğu
Ancak bu onların zeka düzeylerinde bir sorun olduğunu göstermez. Hatta zeka düzeyi çok yüksek çocuklarda da görülmektedir. Fakat bazen hastalık farkedilmeyebilir.Disleksililer zeka düzeyleri düşük olmadığı gibi özel yeteneklere de sahip olabilirler. Buna önemli kanıt disleksili olduğu
3 Mayıs 2013 Cuma
Asperger Sendromu..
Asperger Sendromu, çocukluk çağında ortaya çıkan genetik geçişli bir sorundur. Sendromun ana belirtisi aşırı içe kapanıklık durumudur. Tekrarlayıcı davranışlar, tekdüze bir konuşma, belli bir konuya abartılı ilgi diğer önemli belirtilerdir. Hastalık, 3-4 yaşlarından sonra yavaş yavaş belli olmaya başlar. Çocuklar genellikle 3-4 yaşına kadar yaşıtları gibi davranıp, hareket ederler. Erkek çocuklarında daha sık
2 Mayıs 2013 Perşembe
Rett Sendromu..
Rett Sendromu, dünyada çeşitli ırklarda ve etnik gruplarda, özellikle kız çocuklarında görülen nörolojik bir rahatsızlıktır. Bu sendromun, erkeklerde de görülebileceği bilinmektedir, fakat erkeklerde genellikle, düşük yapma, doğum anında ölüm veya anne karnında erken ölüm gibi durumlarla sonuçlanmaktadır.
RS, ilk defa Dr. Andreas Rett tarafından tanımlanmış, Dr. Bengt Hagberg ve
RS, ilk defa Dr. Andreas Rett tarafından tanımlanmış, Dr. Bengt Hagberg ve
1 Mayıs 2013 Çarşamba
Sendrom..
Sendrom ya da belirgi, birbirleriyle ilişkisiz gibi görünen, ancak bir araya geldiklerinde tek bir olgu olarak kendilerini gösteren bulgular bütünüdür. Bu, kalıtsal olabilir ya da edinsel nedenlerle de oluşabilir.
Tıp dilinde, belirgi, yalnızca, nedenleri tek tek açıklanamayan, birlikte rastlanılan bulguları tanımlamakta kullanılır. Dolayısıyla, bu bulgular, altında yatan bir
Tıp dilinde, belirgi, yalnızca, nedenleri tek tek açıklanamayan, birlikte rastlanılan bulguları tanımlamakta kullanılır. Dolayısıyla, bu bulgular, altında yatan bir
3 Nisan 2013 Çarşamba
Ben Otizmi Olan Bir Çocuğum..
Somut düşünürüm. Dili sadece sözcüklerin anlamına göre yorumlarım. “Koşturmayı bırak” yerine “Arkandan atlı mı kovalıyor” derseniz aklım karışır. “Çantada keklik” demek yerine “Bunu yapmak senin için çok kolay” demelisiniz. Deyimler, kinayeler, imalar benim için anlamsız ve akıl karıştırıcıdır.
Sınırlı sözcük dağarcığıma karşı anlayışlı olun. Duygularımı tarif etmek için doğru kelimeleri bilmiyorsam ihtiyaç duyduğum şeyi size anlatmak benim için oldukça zorlaşabilir.
Acıkmış, incinmiş, korkmuş, aklı karışmış olabilirim ve bu duygularımı size aktaracak kelimeleri bilmiyor olabilirim. Vücut dilime ve rahatsızlık duyduğumda gösterdiğim tepkilere dikkat edin.
Sosyalleşme konusunda bana yardım edin. Dışarıdan bakıldığında parktaki çocuklarla oynamak istemediğimi düşünebilirsiniz. Oysa bazen bunu nasıl yapacağımı –yani onlarla nasıl konuşmaya başlayıp oyunlarına katılabileceğimi- bilmiyor olabilirim. Diğer çocukları beni oyunlarına davet etme konusunda cesaretlendirmek işe yarayabilir.
Öfke nöbetlerimi tetikleyen şeyleri bulmaya çalışın. Önceliği buna verin. Kriz, patlama, öfke nöbeti… Bunu nasıl adlandırırsanız adlandırın unutmayın ki bunu yaşamak benim için çok daha korkutucudur. Duyularımdan biri aşırı yüklendiğinde böyle durumlar ortaya çıkar. Eğer öfke nöbetlerimin sebebini bulursanız onları önleyebilirsiniz.
Sabır, sabır, sabır… Otizme bir eksiklik olarak değil, farklı bir yetenek olarak bakmaya çalışın.
Evet sohbet sırasında gözlerinize bakmıyor olabilirim. Ama yalan söylemediğimi, oyunlarda hile yapmadığımı, arkadaşlarımla dalga geçmediğimi, insanlara ön yargılarla yaklaşmadığımı hiç fark etmediniz mi?
Evet belki bir sonraki Michael Jordan olamayabilirim ama detaycı bakış açım ve olağanüstü odaklanma kapasitemle bir sonraki Einstein, Mozart ya da Van Gogh olabilirim. Günümüzde bu kişilerin de otizmli olduğu düşünülüyor.
Siz dayanağım olmazsanız bunu başaramam. Benim arkadaşım, öğretmenim, avukatım olun. Ne kadar yol alabildiğimi göreceksiniz.
2 Nisan 2013 Salı
1 Nisan 2013 Pazartesi
Otizm Nedir? Ne Değildir?
Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı (TODEV)
Günümüzde her 100 çocuktan birini etkilediği bilinen ve pek çok ailenin hayatının altüst olmasına yol açan bu bozukluğun yirminci yüzyılın ortalarına kadar bir adı bile yoktu. 1943′te Dr. Leo Kanner 11 çocuk üzerinde yaptığı çalışmalar sonunda literatüre ‘Erken Çocukluk Otizmi’ terimini
5 Mart 2013 Salı
Özel Eğitim..
Özel Eğitimde Temel Kavramlar
Özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların belirlenmesinde zedelenme, yetersizlik, engel, risk gibi kavramlara bolca rastlanmaktadır. Bu kavramları bilmek özel eğitime gereksinimi olan bireyleri anlamada kolaylık sağlamaktadır.
Zedelenme: Bireyin psikolojik, fizyolojik, anatomik özelliklerinde geçici ya da kalıcı türden bir kayıp, ya da işleyiş bozukluğu olmasıdır. Bir başka tanıma göre
Zedelenme: Bireyin psikolojik, fizyolojik, anatomik özelliklerinde geçici ya da kalıcı türden bir kayıp, ya da işleyiş bozukluğu olmasıdır. Bir başka tanıma göre
4 Mart 2013 Pazartesi
Özel Eğitime Gereksinim Duyan Çocuklar Kimlerdir?
ÖZEL EĞİTİME GEREKSİNİM DUYAN ÇOCUKLAR KİMLERDİR?
Özel gereksinimi olan bireyin tanımı, “Kimlerin özel eğitime gereksinimi vardır?” sorusuna verilecek yanıtta bulunmaktadır. Eripek (2005), farklı eğitim gereksinimleri bireysel olarak planlanmış eğitim programlarını gerekli kılan çocukların özel eğitime gereksinimi olan çocuklar olduğunu belirtmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinde
2 Mart 2013 Cumartesi
Özel Eğitimde Temel Kavramlar..
ÖZEL EĞİTİMDE TEMEL KAVRAMLAR
Özel eğitime gereksinimi olan çocukların tanımlanmasında zedelenme, yetersizlik,
engel, risk gibi kavramlar sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bu kavramlar
hakkında bilgi sahibi olmanın özel eğitime gereksinimi olan bireyleri anlamada
okuyuculara ve uygulamacılara yardımcı olacağı düşünülmektedir.
Zedelenme: Bireyin
1 Mart 2013 Cuma
Özel Eğitim Hizmetleri Tanıtım El Kitabı
T.C.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü
ÖNSÖZ
Ülkemiz de eğitim görenlerin sayısı bir çok ülke ile kıyaslanamayacak kadar geniş ve yaygındır. Toplumsal bir kurum olarak eğitim, toplumu derinden etkiler. Eğitim kurumlarının toplumdan beklentileri olduğu gibi toplumun da eğitime etki etmemesi mümkün değildir. Bu karşılıklı
28 Şubat 2013 Perşembe
Öğretmen Görev ve Sorumlulukları..
Öğretmen Görev ve Sorumlulukları
(Öğretmen El Kitabı)
Öğretmenler;
Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır…
Cumhuriyet sizden “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller ister.
ÖĞRETMEN MARŞI
Alnımızda bilgilerden bir çelenk,
Nura doğru can atan Türk genciyiz.
Yer yüzünde yoktur, olmaz Türk’e denk;
Korku bilmez soyumuz.
Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.
Candan açtık cehle karşı bir savaş,
Ey bu yolda ant içen genç arkadaş!
Öğren, öğret hakkı halka, gürle coş;
Durma durma koş.
Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.
İsmail Hikmet ERTAYLAN
27 Şubat 2013 Çarşamba
Temple Grandin’in Yaşamı ve Önerileri..
Temple Grandin, otistik kişiliği olan Amerikalı veteriner bir kadın. İki buçuk yaşında iken annesinin, ters giden bir şeyler olduğunu, anladığını yazıyor. Kendine dokundurtmazmış. Konuşmuyormuş ve sese karşı aşırı duyarlıymış. Göz teması yokmuş ayrıca kokulara karşı aşırı ilgi gösteriyormuş.
Grandin de pek çok otizmli çocuk gibi bu konuyla ilgili ilk muayenesini kulak-burun-boğaz doktorunda olmuş ve muayene normal sonuç vermiş. O zaman doktorlar otizmli çocukları bakım yurtlarına
26 Şubat 2013 Salı
Zeka Ölçekleri (Psikolojik Ölçme Araçları)..
WECHSLER ÇOCUKLAR İÇİN ZEKA ÖLÇEĞİ (WISC-R)
Testin Tanıtımı: Bireylerin zihinsel performanslarını belirlemek amacıyla uygulanan bireysel zeka testidir. Test, sözel ve performans olmak üzere iki bölümden, her bölüm de bir yedek, 5 ana test olmak üzere altı alt testten oluşmaktadır. Test sonucunda bireye ait sözel, performans ve genel olmak üzere üç zeka
Testin Tanıtımı: Bireylerin zihinsel performanslarını belirlemek amacıyla uygulanan bireysel zeka testidir. Test, sözel ve performans olmak üzere iki bölümden, her bölüm de bir yedek, 5 ana test olmak üzere altı alt testten oluşmaktadır. Test sonucunda bireye ait sözel, performans ve genel olmak üzere üç zeka
25 Şubat 2013 Pazartesi
Engelleri Kaldır Hareketi Kampanyası..
Basın Bülteni
01 Mayıs 2010
Farkına varmanın zamanıgelmedi mi?Engelleri Kaldır Hareketi, yeni kampanyası ile “ENGELLENEN İŞSİZLERE” yönelik toplumda bir uyanış sağlamayı amaçlamaktadır. 1 Mayıs 2010 tarihinde hayat bulacak olan uzun ve zorlu geçecek farkındalık dönemi kapsamındaki nihai hedef ise, 7 milyon
24 Şubat 2013 Pazar
23 Şubat 2013 Cumartesi
İki çeşit baba örneği..
Dünyada iki çeşit baba vardır..
1.si Cehennemi Cennete çevirir;
2.si ise Cenneti Cehenneme çevirir..
22 Şubat 2013 Cuma
Otizm eksiklik değil, farklılıktır..
Stephen Wiltshire adlı otizmli ressam, helikopterle yalnızca 20 dk izlediği New York'u baştan sona böyle resmetti.
21 Şubat 2013 Perşembe
20 Şubat 2013 Çarşamba
19 Şubat 2013 Salı
18 Şubat 2013 Pazartesi
17 Şubat 2013 Pazar
16 Şubat 2013 Cumartesi
15 Şubat 2013 Cuma
14 Şubat 2013 Perşembe
13 Şubat 2013 Çarşamba
12 Şubat 2013 Salı
11 Şubat 2013 Pazartesi
10 Şubat 2013 Pazar
9 Şubat 2013 Cumartesi
8 Şubat 2013 Cuma
7 Şubat 2013 Perşembe
6 Şubat 2013 Çarşamba
5 Şubat 2013 Salı
4 Şubat 2013 Pazartesi
3 Şubat 2013 Pazar
2 Şubat 2013 Cumartesi
1 Şubat 2013 Cuma
31 Ocak 2013 Perşembe
30 Ocak 2013 Çarşamba
29 Ocak 2013 Salı
28 Ocak 2013 Pazartesi
27 Ocak 2013 Pazar
26 Ocak 2013 Cumartesi
Oğuz Atay - Babam Mektup
Oğuz Atay – Babama Mektup
Sevgili babacığım,
Belki hatırlamazsın ama bugün sen öleli tam iki yıl oluyor. Ne yazık ki bu süre içinde ben daha iyi ve akıllı olamadım; bu fırsatı da kullanamadım. Oysa yıllar önce, bazı zamanlar, sen olmasaydın bir çok şey yapabileceğimi düşünürdüm. Şimdi artık suçun kendimde olduğunu görmek zorundayım.
Sana bazı şeyleri
Belki hatırlamazsın ama bugün sen öleli tam iki yıl oluyor. Ne yazık ki bu süre içinde ben daha iyi ve akıllı olamadım; bu fırsatı da kullanamadım. Oysa yıllar önce, bazı zamanlar, sen olmasaydın bir çok şey yapabileceğimi düşünürdüm. Şimdi artık suçun kendimde olduğunu görmek zorundayım.
Sana bazı şeyleri
25 Ocak 2013 Cuma
En Büyük Zenginliğimiz Sensin!
Tüm sitemlerime, hüzünlerime rağmen yine benim için doğru
olanı yapan; nedenini ve onu sonradan anlayacağıma emin olan, biricik babam...
Seni anlamak, kendi düşüncelerimle çelişirken ne kadar zor olsa da eminim, hayatımda her şeyin güzel olmasını isteyen ve bunu isterken sonuna kadar çabalayan, içten olansın sen. Bir damla gözyaşım için dünyayı kaldırıp taşıyabileceğin gibi, sonradan çok gözyaşı dökeceğim her şeyi
Seni anlamak, kendi düşüncelerimle çelişirken ne kadar zor olsa da eminim, hayatımda her şeyin güzel olmasını isteyen ve bunu isterken sonuna kadar çabalayan, içten olansın sen. Bir damla gözyaşım için dünyayı kaldırıp taşıyabileceğin gibi, sonradan çok gözyaşı dökeceğim her şeyi
24 Ocak 2013 Perşembe
Kahramanın Aşka Yolculuğu
Yazımın başlığını
Kahramanın “Aşk”a yolculuğu koydum…
Çünkü tam da böyle
bir şeydir Aşk. Kahramanca çıkılan bir yolculuktur yani.
O ana kadar sizin
olan, hatta siz olan her şeyi, herkesi,
her inancı geride
23 Ocak 2013 Çarşamba
Oyunlar Daha Hafif. Rüzgarlara Dikkat
Bir beliriyor, bir kayboluyordu yüzler. Evet yine ortada boş
havuz. Islak ve sarıydı yapraklar. Ne işim var burada diye düşündüm.
Bir pankarta yazıldı adı, altına da anıyoruz,unutmuyoruz eklendi. Acı çekmeyi unutmuş kalplerimizin rahatladı vicdanları. Yüzlerce ölüyü andığımızı sandık, bez parçasına yayıldığında
22 Ocak 2013 Salı
Ah, bir böyle yaşayabilse insan, ama ne çıkar..
Nice yeni manzaralar gördüm o günden bu yana: gökle yerin, insanla tohumun dayanılmaz bir nem içinde birbirine karıştığı yeşil ovalar; çınarlar ve çamlar; kırışık görünüşlü göller ve seslerini yitirdikleri için ölümsüz olan kuğular – gönüllü yoldaşımın, şu gezgin oyuncunun, Erinha’nın duvarlarını
21 Ocak 2013 Pazartesi
20 Ocak 2013 Pazar
19 Ocak 2013 Cumartesi
18 Ocak 2013 Cuma
17 Ocak 2013 Perşembe
Yanımda Olsan!
Minicik bir kasabada olsam..!
Yağmur yağsa, çatıda tık tık yağmurun sesini duysam..!
Pencereden baktığımda, gri bir denizde bana baksa;
Hüzünlü dalgaların sesine dalsam..!
İçeride soba yansa..!
Çaydanlık sobanın üstünde; camlar buğulanmış,
Çay kokusu bütün odayı kaplamış olsa..!
Bir elimde kağıt olsa, bir elimde kalem, yazsam;
İçimin tüm kirini akıtsam satırlara..!
Eski bir radyoda " Özdemir Erdoğan" çalsa..!
Ve, "İkinci Baharı" yaşasa gönlüm, o müthiş şarkılarla..!
Yürek rahat olsa, huzur olsa; aşk olsa,
Ve; varsa bir kadir kıymet bilen,
İşte "O" yanımda olsan...
16 Ocak 2013 Çarşamba
15 Ocak 2013 Salı
14 Ocak 2013 Pazartesi
13 Ocak 2013 Pazar
12 Ocak 2013 Cumartesi
11 Ocak 2013 Cuma
Vaktini İyi Değerlendiren Bakireler..
Henüz vaktin varken tomurcukları topla.
Zaman hala uçup gidiyor.
Ve bugün gülümseyen bu çiçek,
yarın ölüyor olabilir.
Zaman hala uçup gidiyor.
Ve bugün gülümseyen bu çiçek,
yarın ölüyor olabilir.
10 Ocak 2013 Perşembe
9 Ocak 2013 Çarşamba
Sen Ben Gibi, Ben de Sen Gibi..
Hiçbirimiz kötü değiliz...
Hiçbirimiz masum da değiliz...
Her birimiz ne isek, oyuz.
Kusursuz da değiliz, hatalı kod da değiliz.
Hangimiz doğru, hangimiz yanlış, hangimiz günahkar, hangimiz namusluyuz?
Sen mi karar vereceksin?
Ben mi bileceğim.
Sen ‘ne’ isen ben de ‘o’yum.
Koskocaman profesör, karısının yüzünü dayaktan tanınmaz hale getiriyor.
Tinerci Adem, enkazdan çocuk kurtarıyor.
Din adamı zimmetine para geçiriyor, hayat kadını böbreğini bağışlıyor.
Neye göre iyi, neye göre kötü..
Hepimiz önce insanız.
Kusursuz değilim.
Olamam da.
Herbirimizin eksikleri, artıları, güzellikleri, çirkinlikleri, iyiliği, kötülüğü var.
Bazılarımızın derisi siyah, bazılarımızın beyaz.
Bazılarımız camide, bazılarımız kilisede, bazılarımız Sinagog’da dua ediyoruz.
Neye inanıyorsak oradayız, neyi seçiyorsak yaşıyoruz.
Ne doğduğum yeri seçebildim, ne de ailemi...
Sen gibi geldim ben de, ben gibi gideceksin sen de..."
Aret Vartanyan
8 Ocak 2013 Salı
Doğa İçin Çal..!
1- Divane Aşık Gibi..
2- Uzun İnce Bir Yoldayım..
3- Gesi Bağları, Çemberimde Gül Oya, Çayelinden Öteye..
4- Selvi Boylum Al Yazmalım, Çiçek Abbas, Devlerin Aşkı..
5- Bitlis'te Beş Minare..
Çanakkale İçin Çal - Çanakkale Türküsü..
7 Ocak 2013 Pazartesi
6 Ocak 2013 Pazar
5 Ocak 2013 Cumartesi
4 Ocak 2013 Cuma
3 Ocak 2013 Perşembe
2 Ocak 2013 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)