15 Ağustos 2013 Perşembe

Reaktif Bağlanma Bozukluğu..

Reaktif Bağlanma Bozukluğu, 5 yaşından önce başlayan ve sosyal ilişki düzeyinde hasarla kendini gösteren gelişimsel bir bozukluktur. Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nda beynin stresle baş etme merkezi ilgili bir problem olduğu düşünülmektedir. Bağlanma bozukluğu olarak da bilinen Reaktif Bağlanma Bozukluğu, Bipolar Bozukluk ya da Dikkat Eksikliği Bozukluğu tanıları ile karıştırılabilmektedir.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun

Reaktif Bağlanma Bozukluğu..

Reaktif Bağlanma Bozukluğu, 5 yaşından önce başlayan ve sosyal ilişki düzeyinde hasarla kendini gösteren gelişimsel bir bozukluktur. Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nda beynin stresle baş etme merkezi ilgili bir problem olduğu düşünülmektedir. Bağlanma bozukluğu olarak da bilinen Reaktif Bağlanma Bozukluğu, Bipolar Bozukluk ya da Dikkat Eksikliği Bozukluğu tanıları ile karıştırılabilmektedir.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun

Reaktif Bağlanma Bozukluğu..

Reaktif Bağlanma Bozukluğu, 5 yaşından önce başlayan ve sosyal ilişki düzeyinde hasarla kendini gösteren gelişimsel bir bozukluktur. Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nda beynin stresle baş etme merkezi ilgili bir problem olduğu düşünülmektedir. Bağlanma bozukluğu olarak da bilinen Reaktif Bağlanma Bozukluğu, Bipolar Bozukluk ya da Dikkat Eksikliği Bozukluğu tanıları ile karıştırılabilmektedir.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun

14 Ağustos 2013 Çarşamba

Epilepsi..

Epilepsi halk adıyla sara, yenileyen nöbetler ile karakterize sıklıkla geçici bilinç kayıplarına neden olan bir durumdur. Ancak bu geçici bilinç kaybı her zaman oluşmaz.
Nöbetler çok farklı şekilde ortaya çıkabilirler. Bazı nöbetten önce bir korku hissi olabilen olağan dışı bir algılama yaşanırken bazı nöbette kişi yere düşebilir veya ağzı köpürebilir. Bazen de boşluk nöbetleri dediğimiz kişinin gözünü bir noktaya dikmesi veya donuklaşması gibi durumlar ortaya çıkar. Epilepsi, ruh ya da

13 Ağustos 2013 Salı

Hidrosefali..

En genel tanımıyla hidrosefali terimi, kafa içindeki suyun miktar olarak arttığı durumları açıklar ve ilk akla gelen kafa büyümesidir. Kafamızın içinde, birbiriyle ilişkili olan mağaralar olarak düşünebileceğimiz boşluklar bulunur. Biz bunlara “ventrikül” ya da “karıncık” diyoruz. Bunların en büyüğü ise “yan karıncık” tır. Kafamızın içindeki suyu, bildiğimiz su gibi düşünmek yanlış olur. Bu su dediğimiz “beyin-omurilik” sıvısıdır ve

12 Ağustos 2013 Pazartesi

Hiperaktivite..

Hiperaktif çocuk hiç durmadan koşuşturur, başladığı işi birden bırakıp bir başkasına geçer. Bu özellikleriyle anne – babalar için oldukça yıpratıcıdır ama tedaviyle sakinleştirilebilir. Hiperaktiflik birtakım ruhsal sorunları olan çocuklarda görülebilecek belirtilerden biridir. Beyin hasarlarıyla, sarayla, otizmle (aşırı içedönüklük) ve çocukluk şizofrenisiyle de bağlantılı olabilir. Ne var ki, birçok kişi için hiperaktiflik, öteki zihinsel bozukluklarla bağlantısı olmayan bir aşırı hareketlilik durumudur. Bu, hiperkinetik

11 Ağustos 2013 Pazar

Dikkat Dağınıklığı Olan Çocuklar Hakkında Bilmeniz Gerekenler..

1. Dikkat dağınıklığı olan çocuklar, bir şeye yoğunlaşmakta güçlük çeker. Bunun anlamı, beyinleri ortama bir bağlanır bir kapanır. Çevre ile bağlantıları kesildiğinde, bu çocuklar o an önemli olmayan şeylerle ilgilenmeye başlarlar. Bu onların önemli olan şeyleri kaçırmasına sebep olur.
2. Sınıftayken, akılları başka yere gider. Örneğin, pencereden dışarıyı seyrederler, saatin tik taklarına takılırlar ya da bir önceki akşam televizyonda izledikleri birşey üstüne düşünürler.
3. Bazen kendilerini okulda çok yorgun ve sıkılmış hissederler. Bu özellikle oturmaları ve

10 Ağustos 2013 Cumartesi

Öğrenme Güçlüğü..


Özel Öğrenme Güçlüğü, bir çocuğun zekası normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen, dinleme, düşünme, anlama, kendini ifade etme, okuma- yazma veya matematik becerilerinde yaşıtlarına ve zekasına oranla düşük başarı göstermesidir. Okuma Bozukluğu, Yazılı Anlatım Bozukluğu, Matematik Bozukluğu ve Başka Türlü Adlandırılamayan Öğrenme Bozukluğu alt gruplarını içerir.

Öğrenme güçlüğü gelişimsel bir sorundur. Öğrenme ve algılama sorunu çocuğun doğumu ile

9 Ağustos 2013 Cuma

ABA Nedir?

Davranışsal analiz üç ana daldan oluşur. Davranışçılık ve davranışçı bilimin felsefesi, uzmanlık ve çalışma alanı temel araştırmalar olan Davranışın Deneysel Analizi (EAB) ve davranışı kanıtlamak için bir teknoloji geliştirme kaygısı taşıyan Uygulamalı Davranış Analizidir (Applied Behavior Analysis).

Watson’ın Uyaran-Tepki DavranışçılığıPsikoloji, 1900 lü yılların başlarında bilince ve diğer zihinsel süreçlere odaklanmıştır. Yirminci yüzyılın başlarında, aralarında en çok konuşulan ve hatırlanan bilim adamı olan John B. Watson’ın da

8 Ağustos 2013 Perşembe

Davranış Değiştirme..

İstenmeyen Davranışın Oluşmasındaki Etmenler Ve Davranış Yönetimi

İSTENMEYEN DAVRANIŞIN OLUŞMASINDAKİ ETMENLERA- Aileden Kaynaklanan Etmenler
• Ailenin Çocuğa Yeterli İlgi Göstermemesi
• Evde Sıkı Kontrol
• Aile İçi Sorunlar
• Kuşak Çatışması
• Ailenin Ekonomik Durumu
• Ailenin Eğitim Düzeyi

B- Öğretmenin Davranışından Kaynaklanan Etmenler
* Sosyal Beceri Yetersizlikleri
* Öğretimle İlgili Beceri Yetersizlikleri

C- Sınıfın Yapısından Kaynaklanan Etmenler
• Sınıfın Fiziksel Yapısı
• Sınıfların Kalabalık Olması

D- Öğrenciden Kaynaklanan Etmenler
• Öğrencinin Kişilik Özellikleri
• Öğrencinin Gelişim Özellikleri
• Öğrencinin Değer ve Davranış Kalıpları
• Öğrencin Başarı Durumu

E- İstenmeyen Davranışın Oluşumundaki Diğer Etmenler
• Okulun Yapısı ve Yönetimi
• Akran Grubu
• Bilgi ve İletişim Teknolojileri

DAVRANIŞ YÖNETİMİSınıf yönetimi, kaynakları örgütleme, çevreyi etkili bir biçimde düzenleme,

7 Ağustos 2013 Çarşamba

ABA (Applied Behavioural Analysis)..

ABA metodu “davranis”i bilimsel olarak analiz eder ve Otizmi soyle tanimlar; Otizm norolojik temeli olan gelismemis davranislarin bir sendromudur. Otistik kisi ozel ve dikkatle secilmis ,bulundugu ortamla yapici bir iletisim kurmayi hedefleyen bir programda kendisinde eksik olan sosyal davranislari kazanabilir cevre ile iletisimi arttikca sorunlu davranislarinda azalma saglanabilir.
(Bu kisa tanimi cesitli ABA yayimlarinda gormek mumkundur.)

6 Ağustos 2013 Salı

Dikkat Eksikliği ve Hiparaktivite Bozukluğu..

Dikkat Eksikliği ve Hiparaktivite Bozukluğu “Dehb” Testi ve Düzeltme YollarıÜlkemizde, Ön Eğitimi “0-4 yaş” ve Okul Öncesi Eğitim’e yeterince önem verilmediği için akranlarına/ yaşıtlarına göre geri olan çocuklarımız ailelerince tespit edilememekte yada tespit edildiği halde ilerde sorun yaratacağı düşünülmediği yada engelli/ özürlü damgası yiyeceği, belki büyüyünce düzelir vb. gerekçelere sığınılarak; çocuğun durumu pek önemsenmemektedir.

Oysa engel durumları ne kadar erken yaşta tanılanır ve gerekli eğitim verilirse; çocuğun

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Psikoterapi Türleri..

1. HEKİMİN HASTAYA YANAŞMA BİÇİMİ VE TUTUMUNA GÖRE:A. Bastırıcı (Suppressive)
B. Destekleyici (Supportive)
C. Derinliğine araştırıcı (Explorative)

2. RUHSAL BOZUKLUK (PSİKOPATOLOJİ) ANLAYIŞI VE KURAMSAL ÇIKIŞ NOKTASINA GÖRE:
A. Psikodinamik temellere dayananlar:
a. Psikanaliz, Freud’un geliştirdiği psikanaliz ve bunun

4 Ağustos 2013 Pazar

Psikoterapi..

I. PsikoterapiPsikoterapi nedir? Bilimsel bir aktivite yürütebilmek için ilgili bilim dalının kullanacağı bir teknik dil lazımdır. Belirli disiplinlerde ve alt disiplinlerde bilim adamlarının birbirlerini anlayabilmesi için belirli kelimelere standart bir anlam yüklenmesi gerekir. Bilimsel aktivitenin temel şartı bir kavramın bilinen teknik anlamında kullanılmasıdır. Bu bağlamda değerlendirildiğinde psikiyatrinin de kendine ait teknik kavramları mevcuttur. Bilimsel aktivite bu teknik kavramlar sayesinde yürütülür, çalışmalar yapılır, tartışılır ve yorumlanır. Belirli bir kavrama farklı anlamlar yüklenirse bunun sonucunda kaos ve karmaşa

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Okul Fobisi..

Korku da diğer duygular gibi yaşamın bir parçasıdır ve çocuklarda sık rastlanan bir tepkidir. Normal korkular çocuğun çevresine uyum sağlamasının bir yoludur. Bir yanıyla da çocukların güvende olmalarını sağlar.
Çevresini henüz tanımayan, etrafında olup bitenlerden pek haberdar olmayan küçük bir bebeğin tanımadığı şeylerden korkması çok doğaldır. Yaşla birlikte yaşanan korkuların içeriği de değişmektedir. Bebek özellikle anne babası yanında olmadığında ya da onları göremediğinde kendisini terk ettiklerini düşünerek korkar. Yaşı 1,5-2′yi aştığında anne babası yanında olmayınca terk edildiği düşüncesi yerini

2 Ağustos 2013 Cuma

Televizyonun Çocuğa Etkileri..

20. Yüzyılın en büyük buluşları arasında kitle iletişim araçları yer almaktadır. Bunlar içerisinde şüphesiz en önemli yeri de Televizyon almaktadır. TV insanlık tarihi adına büyük gelişmelere vesile olmuş ve halada etkileri açısından insanlık adına tartışılmaz bir noktada yerini korumaktadır. TV evlerde yerini almadan önce ve aldıktan sonra diye aile hayatını ikiye ayırmak belki de pek fazla yanlış olmaz. Bizim konu başlığımızdan da anlaşılacağı üzere bu yazımızda TV nin erişkin birey, aile veya toplumsal yönlerini incelemek yönünde bir amacımız yok. Bu değerlendirmeleri şimdilik daha ileri tarihlere erteleme gerekliliğini düşünüyoruz.
Gerek klinik görüşmelerimiz sırasında karşılaştığımız anne babalardan, gerek

1 Ağustos 2013 Perşembe

Gelişim Aşamaları ve Özellikleri..

A- Psikomotor Gelişim Basamakları
B- Normal Boy ve Kilo Gelişim Aşamaları

A- Psikomotor Gelişim Basamakları:

1- Motor Gelişimi
İlk 3 ay içindeGözleri ile hareket eden şekilleri takip edebilir ,kucağa alındığında kafasını dik tutabilir , yüz üstü yatarken kafasını bir miktar yukarı kaldırabilir ve yanlara çevirmeye çalışır, kollarını hareket