11 Aralık 2013 Çarşamba
3 Aralık 2013 Salı
3 Aralık Dünya Engelliler Farkındalık Gününüz Kutlu Olsun..
Onları değil Engellerini Görmezden Gelin..!
1992 yılında Birleşmiş Milletler aldığı bir kararla, 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan etti. Bu kararın ardından BM İnsan Hakları Komisyonu 5 Mart 1993 tarihli ve 1993/29 sayılı bildirisi ile üye ülkelerce 3 Aralık gününün “engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacıyla tanınmasını istedi.
Ve o günden beri, 3 Aralık “engelliler günü” olarak bilinmektedir.
Siz hiç tekerlikli sandalyede oturup koşmayı denediniz mi?
Siz hiç gözlerinizi bağlayıp annenizi görmeyi denediniz mi?
Siz hiç kollarınızı bağlayıp birinin size yemek yedirmesini, su içirmesini beklediniz mi?
Siz hiç konuşmayıp şarkılar söylemek istediniz mi?
Siz hiç duymayıp kordon da martıların sesini dinlemek istediniz mi?
Siz zihinsel engelli yerine gerizekalı yada deli demeyi mi tercih ediyorsunuz?
Siz hiç engelli bir yakınınıza, arkadaşınıza baktınız, ilgilendiniz, ona yardımcı oldunuz mu?
Siz hiç küçük bir çocuğu tekerlikli sandalyesinden kucaklayarak alıp belediye otobüsüne bindiniz mi?
3 Aralık Engelliler Günü’nün Tarihçesi
1992 yılında Birleşmiş Milletler aldığı bir kararla, 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan etti. Bu kararın ardından BM İnsan Hakları Komisyonu 5 Mart 1993 tarihli ve 1993/29 sayılı bildirisi ile üye ülkelerce 3 Aralık gününün “engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacıyla tanınmasını istedi. Ve o günden beri, 3 Aralık “engelliler günü” olarak bilinmektedir.
Türkiye’de Engellilerin DurumuTürkiye’de nüfusun yüzde 12.29′u yani 8.5 milyon kişi engelli. Erkeklerde bu oran 11.10, kadınlarda yüzde 13.45.
Siz hiç gözlerinizi bağlayıp annenizi görmeyi denediniz mi?
Siz hiç kollarınızı bağlayıp birinin size yemek yedirmesini, su içirmesini beklediniz mi?
Siz hiç konuşmayıp şarkılar söylemek istediniz mi?
Siz hiç duymayıp kordon da martıların sesini dinlemek istediniz mi?
Siz zihinsel engelli yerine gerizekalı yada deli demeyi mi tercih ediyorsunuz?
Siz hiç engelli bir yakınınıza, arkadaşınıza baktınız, ilgilendiniz, ona yardımcı oldunuz mu?
Siz hiç küçük bir çocuğu tekerlikli sandalyesinden kucaklayarak alıp belediye otobüsüne bindiniz mi?
3 Aralık Engelliler Günü’nün Tarihçesi
1992 yılında Birleşmiş Milletler aldığı bir kararla, 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan etti. Bu kararın ardından BM İnsan Hakları Komisyonu 5 Mart 1993 tarihli ve 1993/29 sayılı bildirisi ile üye ülkelerce 3 Aralık gününün “engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacıyla tanınmasını istedi. Ve o günden beri, 3 Aralık “engelliler günü” olarak bilinmektedir.
Türkiye’de Engellilerin DurumuTürkiye’de nüfusun yüzde 12.29′u yani 8.5 milyon kişi engelli. Erkeklerde bu oran 11.10, kadınlarda yüzde 13.45.
2 Kasım 2013 Cumartesi
Zihinsel Engellilerle Çalışan Öğretmenin Tükenmişlik Düzeyleri..
Zihinsel Engellilerle Çalışan öğretmenlerin Tükenmişlik Düzeylerine göz atmadan önce öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerini ele alalım..
ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK DURUMLARISon zamanlarda insanlarla yüz yüze ilişkilerle yürütülen mesleklerde çalışan kişilerin karşı karşıya kaldıkları olumsuzluklardan biri de tükenmişlik kavramıyla açıklanmaya çalışılmıştır. Tükenmişlik stres, mesleki depresyon…v.b kavramlar ile yakından ilişkili olmakla birlikte onlardan ayrı bir kompleks yapı oluşturmaktadır. Tükenmişlik; yorgunluk, çaresizlik, ümitsizlik duyguları, olumsuz
ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK DURUMLARISon zamanlarda insanlarla yüz yüze ilişkilerle yürütülen mesleklerde çalışan kişilerin karşı karşıya kaldıkları olumsuzluklardan biri de tükenmişlik kavramıyla açıklanmaya çalışılmıştır. Tükenmişlik stres, mesleki depresyon…v.b kavramlar ile yakından ilişkili olmakla birlikte onlardan ayrı bir kompleks yapı oluşturmaktadır. Tükenmişlik; yorgunluk, çaresizlik, ümitsizlik duyguları, olumsuz
1 Kasım 2013 Cuma
Zihinsel Engelliler..
Orta Düzeyde Zihinsel Öğrenme Yetersizliği
A -TANIM:Zeka bölümü 45-75 arasında tespit edilen zihinsel geriliktir.
B - NEDENLER:
Doğum öncesi Hamilelik döneminde annenin geçirdiği bulaşıcı hastalıklar, kullandığı ilaçlar, kazalar ve zehirlenmeler, röntgen çektirme, yetersiz
Doğum öncesi Hamilelik döneminde annenin geçirdiği bulaşıcı hastalıklar, kullandığı ilaçlar, kazalar ve zehirlenmeler, röntgen çektirme, yetersiz
6 Ekim 2013 Pazar
Ailelere Yönelik Hizmetler..
Rehberlik:Bireyin en verimli bir şekilde gelişmesine ve doyum verici uyumlar sağlamasında gerekli olan tercihleri, yorumları planları yapmasına ve kararlar vermesine yarayacak bilgi ve becerileri kazanması ve bu tercih ve kararları yürütmesi için bireye yapılan sistemli ve profesyonel yardımdır.
Özel Eğitime İhtiyacı Olan Bireylere ve Ailelerine Yönelik Rehberlik: Engelli çocuklara ve ailelerine sunulan rehberlik ve danışma hizmetleri öncelikli olarak,
Özel Eğitime İhtiyacı Olan Bireylere ve Ailelerine Yönelik Rehberlik: Engelli çocuklara ve ailelerine sunulan rehberlik ve danışma hizmetleri öncelikli olarak,
5 Ekim 2013 Cumartesi
Anne-Baba-Öğretmen İşbirliği..
Anne baba öğretmen işbirliği, anne babalar ve öğretmenlerin öğretim amaçlarına ulaşmada birlikte çaba göstermesi olarak tanımlanabilir.
Anne Baba Öğretmen İşbirliğinin YararlarıAnne baba ve öğretmenler etkili çalışmalar düzenleyebilen güçlü bir ekip oluştururlar.
Bu ekibin gerçekleştireceği üretken bir anne baba öğretmen işbirliğinin öğretmenlere sağladığı yararlar olduğu kadar anne babalara ve en önemlisi çocuklara önemli yararlar sağladığı
Anne Baba Öğretmen İşbirliğinin YararlarıAnne baba ve öğretmenler etkili çalışmalar düzenleyebilen güçlü bir ekip oluştururlar.
Bu ekibin gerçekleştireceği üretken bir anne baba öğretmen işbirliğinin öğretmenlere sağladığı yararlar olduğu kadar anne babalara ve en önemlisi çocuklara önemli yararlar sağladığı
4 Ekim 2013 Cuma
Aile Eğitiminin Amaçları..
1. Ailelerin çocuğun doğum öncesi doğum sonrası gelişimi ve eğitim konusunda bilgilenmelerini sağlamak
2. Her yaşın gelişim özelliğine göre çocuklarını tanımalarına yardımcı olmak
3. Çocuğun her alandaki gelişimin desteklemelerine ve hızlandırmalarına doğrudan katılımlarını sağlamak
4. Aileleri çocukları ile neden-sonuç ilişkisine
dayalı sözel iletişim kurmanın önemi konusunda bilinçlendirmek
5. Aileleri Çocuk Yetiştirme tutumları konusunda bilgilendirmek ve çocuklarına karşı hatalı tutum ve davranışlarının değiştirilmesini sağlamak
6. Çocukların kazanılmış davranış ve alışkanlıklarını değiştirme
2. Her yaşın gelişim özelliğine göre çocuklarını tanımalarına yardımcı olmak
3. Çocuğun her alandaki gelişimin desteklemelerine ve hızlandırmalarına doğrudan katılımlarını sağlamak
4. Aileleri çocukları ile neden-sonuç ilişkisine
dayalı sözel iletişim kurmanın önemi konusunda bilinçlendirmek
5. Aileleri Çocuk Yetiştirme tutumları konusunda bilgilendirmek ve çocuklarına karşı hatalı tutum ve davranışlarının değiştirilmesini sağlamak
6. Çocukların kazanılmış davranış ve alışkanlıklarını değiştirme
3 Ekim 2013 Perşembe
Zihinsel Yetersizlik Gösteren Bireylerde Aile Eğitimi..
Aile; saygı, mutluluk, huzur, koruma, paylaşma, güven, birlik beraberlik gibi olguları içinde barındıran sosyal bir kurumdur. Anayasamızın 41. maddesine göre
2 Ekim 2013 Çarşamba
Aile Eğitiminde Baba Katılımı..
Engelli çocukların eğitiminde önemli konulardan biri aile
katılımı konusudur. Ancak gerek uygulamada gerekse alanyazında aile katılımının
özellikle de baba katılımının istenen düzeyde ulaşmadığı bildirilmektedir. Bu
nedenle baba katılımı aile katılımı araştırmalarında güncel bir konudur.
Engelli çocukların eğitiminde aile katılımı ve
1 Ekim 2013 Salı
Aile Eğitimi..
“ Aile, doğanın baş yapıtlarından biridir.”
George Santayana
Anne babalar başta olmak üzere aile bireylerini bilgi sahibi yapmak, çeşitli becerileri öğretmek üzere geliştirilen uygulamalardır.
Aile eğitim programları; uzmanlarca sağlanan sistematik, bilimsel temelli aile eğitim uygulamaları olarak tanımlanır. Normal gelişim gösteren çocukların veya özel gereksinimli çocukların
2 Eylül 2013 Pazartesi
Türkiye'de Zihinsel Özürlüler ve Cinsel Eğitim..
Çeşitli engellere sahip çocuklara ve gençlere cinsellik konusunda olağan
eğitim verilmiyor.
Bu kişilerin duymadıkları, görmedikleri, konuşmadıkları ya da
yürüyemedikleri
için, cinsellikle ilgisi olmayan varlıklar olmaları gerektiği
konususnda garip bir inanış var.
Valerie Sinason
Cinsellik Kavramının Tanımı, Boyutları ve Aşamaları
Cinsiyet teorileri, cinsel ihtiyaç, tutum ve
1 Eylül 2013 Pazar
Engelli Çocukların Cinsel İstismara Karşı Korunmaları..
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Zihinsel özürlü çocuk ve gençler, özellikle ergenlik çağında diğer ergenlerden daha karmaşık cinsel sorunlar yaşamaktadır. Bu dönemde yakın ve uzak sosyal çevrenin etkisiyle cinsel istismara uğramak, ayrı bir sosyal tehlikedir. Aklen sağlıklı diğer çocuk ve gençlere göre zihinsel özürlü çocuk ve15 Ağustos 2013 Perşembe
Reaktif Bağlanma Bozukluğu..
Reaktif Bağlanma Bozukluğu, 5 yaşından önce başlayan ve sosyal ilişki düzeyinde hasarla kendini gösteren gelişimsel bir bozukluktur. Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nda beynin stresle baş etme merkezi ilgili bir problem olduğu düşünülmektedir. Bağlanma bozukluğu olarak da bilinen Reaktif Bağlanma Bozukluğu, Bipolar Bozukluk ya da Dikkat Eksikliği Bozukluğu tanıları ile karıştırılabilmektedir.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun
Reaktif Bağlanma Bozukluğu..
Reaktif Bağlanma Bozukluğu, 5 yaşından önce başlayan ve sosyal ilişki düzeyinde hasarla kendini gösteren gelişimsel bir bozukluktur. Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nda beynin stresle baş etme merkezi ilgili bir problem olduğu düşünülmektedir. Bağlanma bozukluğu olarak da bilinen Reaktif Bağlanma Bozukluğu, Bipolar Bozukluk ya da Dikkat Eksikliği Bozukluğu tanıları ile karıştırılabilmektedir.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun
Reaktif Bağlanma Bozukluğu..
Reaktif Bağlanma Bozukluğu, 5 yaşından önce başlayan ve sosyal ilişki düzeyinde hasarla kendini gösteren gelişimsel bir bozukluktur. Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nda beynin stresle baş etme merkezi ilgili bir problem olduğu düşünülmektedir. Bağlanma bozukluğu olarak da bilinen Reaktif Bağlanma Bozukluğu, Bipolar Bozukluk ya da Dikkat Eksikliği Bozukluğu tanıları ile karıştırılabilmektedir.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun
14 Ağustos 2013 Çarşamba
Epilepsi..
Epilepsi halk adıyla sara, yenileyen nöbetler ile karakterize sıklıkla geçici bilinç kayıplarına neden olan bir durumdur. Ancak bu geçici bilinç kaybı her zaman oluşmaz.
Nöbetler çok farklı şekilde ortaya çıkabilirler. Bazı nöbetten önce bir korku hissi olabilen olağan dışı bir algılama yaşanırken bazı nöbette kişi yere düşebilir veya ağzı köpürebilir. Bazen de boşluk nöbetleri dediğimiz kişinin gözünü bir noktaya dikmesi veya donuklaşması gibi durumlar ortaya çıkar. Epilepsi, ruh ya da
Nöbetler çok farklı şekilde ortaya çıkabilirler. Bazı nöbetten önce bir korku hissi olabilen olağan dışı bir algılama yaşanırken bazı nöbette kişi yere düşebilir veya ağzı köpürebilir. Bazen de boşluk nöbetleri dediğimiz kişinin gözünü bir noktaya dikmesi veya donuklaşması gibi durumlar ortaya çıkar. Epilepsi, ruh ya da
13 Ağustos 2013 Salı
Hidrosefali..
En genel tanımıyla hidrosefali terimi, kafa içindeki suyun miktar olarak arttığı durumları açıklar ve ilk akla gelen kafa büyümesidir. Kafamızın içinde, birbiriyle ilişkili olan mağaralar olarak düşünebileceğimiz boşluklar bulunur. Biz bunlara “ventrikül” ya da “karıncık” diyoruz. Bunların en büyüğü ise “yan karıncık” tır. Kafamızın içindeki suyu, bildiğimiz su gibi düşünmek yanlış olur. Bu su dediğimiz “beyin-omurilik” sıvısıdır ve
12 Ağustos 2013 Pazartesi
Hiperaktivite..
Hiperaktif çocuk hiç durmadan koşuşturur, başladığı işi birden bırakıp bir başkasına geçer. Bu özellikleriyle anne – babalar için oldukça yıpratıcıdır ama tedaviyle sakinleştirilebilir. Hiperaktiflik birtakım ruhsal sorunları olan çocuklarda görülebilecek belirtilerden biridir. Beyin hasarlarıyla, sarayla, otizmle (aşırı içedönüklük) ve çocukluk şizofrenisiyle de bağlantılı olabilir. Ne var ki, birçok kişi için hiperaktiflik, öteki zihinsel bozukluklarla bağlantısı olmayan bir aşırı hareketlilik durumudur. Bu, hiperkinetik
11 Ağustos 2013 Pazar
Dikkat Dağınıklığı Olan Çocuklar Hakkında Bilmeniz Gerekenler..
1. Dikkat dağınıklığı olan çocuklar, bir şeye yoğunlaşmakta güçlük çeker. Bunun anlamı, beyinleri ortama bir bağlanır bir kapanır. Çevre ile bağlantıları kesildiğinde, bu çocuklar o an önemli olmayan şeylerle ilgilenmeye başlarlar. Bu onların önemli olan şeyleri kaçırmasına sebep olur.
2. Sınıftayken, akılları başka yere gider. Örneğin, pencereden dışarıyı seyrederler, saatin tik taklarına takılırlar ya da bir önceki akşam televizyonda izledikleri birşey üstüne düşünürler.
3. Bazen kendilerini okulda çok yorgun ve sıkılmış hissederler. Bu özellikle oturmaları ve
2. Sınıftayken, akılları başka yere gider. Örneğin, pencereden dışarıyı seyrederler, saatin tik taklarına takılırlar ya da bir önceki akşam televizyonda izledikleri birşey üstüne düşünürler.
3. Bazen kendilerini okulda çok yorgun ve sıkılmış hissederler. Bu özellikle oturmaları ve
10 Ağustos 2013 Cumartesi
Öğrenme Güçlüğü..
Öğrenme güçlüğü gelişimsel bir sorundur. Öğrenme ve algılama sorunu çocuğun doğumu ile
9 Ağustos 2013 Cuma
ABA Nedir?
Davranışsal analiz üç ana daldan oluşur. Davranışçılık ve davranışçı bilimin felsefesi, uzmanlık ve çalışma alanı temel araştırmalar olan Davranışın Deneysel Analizi (EAB) ve davranışı kanıtlamak için bir teknoloji geliştirme kaygısı taşıyan Uygulamalı Davranış Analizidir (Applied Behavior Analysis).
Watson’ın Uyaran-Tepki DavranışçılığıPsikoloji, 1900 lü yılların başlarında bilince ve diğer zihinsel süreçlere odaklanmıştır. Yirminci yüzyılın başlarında, aralarında en çok konuşulan ve hatırlanan bilim adamı olan John B. Watson’ın da
Watson’ın Uyaran-Tepki DavranışçılığıPsikoloji, 1900 lü yılların başlarında bilince ve diğer zihinsel süreçlere odaklanmıştır. Yirminci yüzyılın başlarında, aralarında en çok konuşulan ve hatırlanan bilim adamı olan John B. Watson’ın da
8 Ağustos 2013 Perşembe
Davranış Değiştirme..
İstenmeyen Davranışın Oluşmasındaki Etmenler Ve Davranış Yönetimi
İSTENMEYEN DAVRANIŞIN OLUŞMASINDAKİ ETMENLERA- Aileden Kaynaklanan Etmenler
• Ailenin Çocuğa Yeterli İlgi Göstermemesi
• Evde Sıkı Kontrol
• Aile İçi Sorunlar
• Kuşak Çatışması
• Ailenin Ekonomik Durumu
• Ailenin Eğitim Düzeyi
B- Öğretmenin Davranışından Kaynaklanan Etmenler
* Sosyal Beceri Yetersizlikleri
* Öğretimle İlgili Beceri Yetersizlikleri
C- Sınıfın Yapısından Kaynaklanan Etmenler
• Sınıfın Fiziksel Yapısı
• Sınıfların Kalabalık Olması
D- Öğrenciden Kaynaklanan Etmenler
• Öğrencinin Kişilik Özellikleri
• Öğrencinin Gelişim Özellikleri
• Öğrencinin Değer ve Davranış Kalıpları
• Öğrencin Başarı Durumu
E- İstenmeyen Davranışın Oluşumundaki Diğer Etmenler
• Okulun Yapısı ve Yönetimi
• Akran Grubu
• Bilgi ve İletişim Teknolojileri
DAVRANIŞ YÖNETİMİSınıf yönetimi, kaynakları örgütleme, çevreyi etkili bir biçimde düzenleme,
• Ailenin Çocuğa Yeterli İlgi Göstermemesi
• Evde Sıkı Kontrol
• Aile İçi Sorunlar
• Kuşak Çatışması
• Ailenin Ekonomik Durumu
• Ailenin Eğitim Düzeyi
B- Öğretmenin Davranışından Kaynaklanan Etmenler
* Sosyal Beceri Yetersizlikleri
* Öğretimle İlgili Beceri Yetersizlikleri
C- Sınıfın Yapısından Kaynaklanan Etmenler
• Sınıfın Fiziksel Yapısı
• Sınıfların Kalabalık Olması
D- Öğrenciden Kaynaklanan Etmenler
• Öğrencinin Kişilik Özellikleri
• Öğrencinin Gelişim Özellikleri
• Öğrencinin Değer ve Davranış Kalıpları
• Öğrencin Başarı Durumu
E- İstenmeyen Davranışın Oluşumundaki Diğer Etmenler
• Okulun Yapısı ve Yönetimi
• Akran Grubu
• Bilgi ve İletişim Teknolojileri
DAVRANIŞ YÖNETİMİSınıf yönetimi, kaynakları örgütleme, çevreyi etkili bir biçimde düzenleme,
7 Ağustos 2013 Çarşamba
ABA (Applied Behavioural Analysis)..
ABA metodu “davranis”i bilimsel olarak analiz eder ve Otizmi soyle tanimlar; Otizm norolojik temeli olan gelismemis davranislarin bir sendromudur. Otistik kisi ozel ve dikkatle secilmis ,bulundugu ortamla yapici bir iletisim kurmayi hedefleyen bir programda kendisinde eksik olan sosyal davranislari kazanabilir cevre ile iletisimi arttikca sorunlu davranislarinda azalma saglanabilir.
(Bu kisa tanimi cesitli ABA yayimlarinda gormek mumkundur.)
(Bu kisa tanimi cesitli ABA yayimlarinda gormek mumkundur.)
6 Ağustos 2013 Salı
Dikkat Eksikliği ve Hiparaktivite Bozukluğu..
Dikkat Eksikliği ve Hiparaktivite Bozukluğu “Dehb” Testi ve Düzeltme YollarıÜlkemizde, Ön Eğitimi “0-4 yaş” ve Okul Öncesi Eğitim’e yeterince önem verilmediği için akranlarına/ yaşıtlarına göre geri olan çocuklarımız ailelerince tespit edilememekte yada tespit edildiği halde ilerde sorun yaratacağı düşünülmediği yada engelli/ özürlü damgası yiyeceği, belki büyüyünce düzelir vb. gerekçelere sığınılarak; çocuğun durumu pek önemsenmemektedir.
Oysa engel durumları ne kadar erken yaşta tanılanır ve gerekli eğitim verilirse; çocuğun
Oysa engel durumları ne kadar erken yaşta tanılanır ve gerekli eğitim verilirse; çocuğun
5 Ağustos 2013 Pazartesi
Psikoterapi Türleri..
1. HEKİMİN HASTAYA YANAŞMA BİÇİMİ VE TUTUMUNA GÖRE:A. Bastırıcı (Suppressive)
B. Destekleyici (Supportive)
C. Derinliğine araştırıcı (Explorative)
2. RUHSAL BOZUKLUK (PSİKOPATOLOJİ) ANLAYIŞI VE KURAMSAL ÇIKIŞ NOKTASINA GÖRE:
B. Destekleyici (Supportive)
C. Derinliğine araştırıcı (Explorative)
2. RUHSAL BOZUKLUK (PSİKOPATOLOJİ) ANLAYIŞI VE KURAMSAL ÇIKIŞ NOKTASINA GÖRE:
A. Psikodinamik temellere dayananlar:
a. Psikanaliz, Freud’un geliştirdiği psikanaliz ve bunun
a. Psikanaliz, Freud’un geliştirdiği psikanaliz ve bunun
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)